SOSYAL MEDYA

SOSYAL MEDYA
ulastuzak

15 Ocak 2015 Perşembe

Dolaylama

Arıyorum bu gece de o sihirli sözcükleri, nereye gizlenmişler acaba, nerden çıkarıcaz cevherleri.. Karanlık bi madende lambası loş baretiyle dolaşan toy bi maden mühendisi gibi nereye kazma vurulacağını keşfetmeye çalışıyorum. En ufak hatam mezar yapar burayı cümlemize, ölür gider henüz nefesi bi çığlığa dönüşmemiş düşünceler. Daha neler anlatıcaktık bu dünyaya hep beraber, kah sırt sırta verip birbirimizin götünü kollayacak kah kol kola girip haksızlığa karşı direnecek bazen de omuz omuza halay çekip zaferimizi kutlayacaktık.. Olmadı be gülüm, yanlış yere vurdu kazmayı acemi mühendis, üstümüze çöktü tavan, yerin yüzlerce metre altına gömdü bizi killi toprak yığını.. Var olmaya çalışıyorduk oysa hepimiz, şuracıkta bir anda yok olduk. Hamletin dilemmasına konu olduk, belki bi hikayede üç beş satırlık parodi olmak daha çok memnun ederdi bizi, öyle değil mi dostlar? Ses yok.. Çok sıcak burası, inanılmaz havasız, boğucu.. Yorganı attım üzerimden, battaniyeyi tekmeledim, eşofmanımı çıkarıp fırlattım, kalorifer peteğini kapattım.. Bi türlü geçmiyor içimin cehennemi, üstüne kar vuran pencereyi açtım, bütün kuvvetimle çektim soğuğu içime, yine de kurtaramadım hayatımı, ömrüm sizlere kalsın, sizlere ömür denemeden haybeye.. Ha bi de sevicektik sözüm ona değil mi? Sözüm vardı o kızıl yürekli sarışın kadına, çok sevicektim onu, ipeklere sarmalayıp kundaklıyıcaktım. Bebekler gibi bakıcak ona sonra ondan da bi bebek yapıcaktım, o da ona bakıcaktı, ben de ikisine birden sarılıp mutlu olucaktım. Yani bi süre.. Her zaman öyle olmuyor mu her şey, bi süre sizi oyalamıyor mu? Bi süreliğine kandırıyor mu mutluluk? Her seferinde aldanıyorum bile bile ah ben ne aptalım.. Yuh olsun be bana, onun ne suçu var ki, hem onun görevi bu, seni tongaya düşürmek, faka bastırmak, yar…ı yedirmek.. Hasbinallah! Konuyu yine nereye getirip dayadık, hadi bağla bakalım burdan bağlaybiliyorsan.. Ohoo, bunlar ne ki? Biz nelere bağlama çekmedik, biz eski bağlamacılardanız oğlum, benim dedem de bağlama çalardı ne konuşuyosun sen.. Sanırım ağzımın payını aldım, boyumun ölçüsü hala 1.80, neyse ki bir metre daha uzatılmadan kaçtım ordan. Şimdi beynimdeki kaldırımda yatan başka bi şarapçıya paçayı kaptırmadan en yakın otelin en üst katındaki ve mümkünse arka tarafa bakan odasına sığınıp kalın perdeleri çekmek ve yorganın altına girip bi temiz uyumak istiyorum, müsaadenizle..

Hiç yorum yok: