SOSYAL MEDYA

SOSYAL MEDYA
ulastuzak

15 Haziran 2014 Pazar

Kim Demiş

Kim demiş, insan mutluyken yazamaz diye?
Bak işte ben yazıyorum mutluyken de
Hem yazmak bi coşku meselesidir
Hüznün coşkusu gibi, mutluluk da ilham verir

Kim demiş, mutluluğun resmi çizilmez diye?
Bak işte ben çiziyorum kelimelerle
İçimi içime sığdıramıyorum ve
Yerimde duramıyorum bu düşüncelerle

Kim demiş, mutluluk gitti mi gelmez diye?
Bak işte bana geri geldi yine
Ne işim vardı, uzaklarda arıyordum onu
Halbuki gözümün önünde duruyordu

Kim demiş, mutlu olmak parayla diye?
Bak işte beş parasız mutluyum böyle
Sevenimden daha büyük hazinem mi var
Benim zenginliğim seviştikçe artar

Kim demiş, arasan da mutluluğu bulamazsın diye?
Kim demiş, onu bulsan da mutlu olamazsın diye?
Kim demiş, olsan da mutlu kalamazsın diye?
Boş ver, şimdi mutluysam gerisi yalandır be..

Halikarnas Şarapçısı

4 Haziran 2014 Çarşamba

Sazsız Senfoni

Ordan bir LA notası ver şefim, laftan anlamayana gelsin bu beste
Dilinde tüy, gönlünde huy bitirene gelsin
Bünyeni esir, uykunu zehir edene gelsin
Ahırı kara gelsin, boynu altında kalsın..

Bir FA notası ver şefim, fakirliğin gözüne sokayım
Sokayım da kör olsun şu şerefsizin gözü
Gözünü para bürüyenlerin sahtekar sözü
Kahrolsun ölsün, bir daha görünmesin yüzü

Bir DO notası ver de, doktor olayım bir günlüğüne
Tedavi edeyim şu kanayan yaramı, mikrop kapmasın
Başka yüreğim yok ki yaşatacak beni
Neden başkası değil de, benim anam ağlasın?

Bir Mİ ver hele, midemi bulandıranların üstüne kusayım
Kan kusayım hem de, kıpkırmızı olsun suratları
Gören utanmış sansın da, insana benzetsin
Vasfını yitirmiş varlıklar, topunuzu Allah kahretsin..

Bir RE notası versen ya, resmini çizeyim yalnızlığın
Koyu pastel renkler ve kara kalem çalışayım bu gece
Ölüm sessizliği var içimde, aşk susuzluğu ve de
Derin, uçsuz bucaksız bir boşluk, karadelik şeklinde

Bir Sİ notası ver şefim, siktir olup gitsinler hayatımdan
Teğet bile geçmesin böyle orospular bi daha
Hepsi zamanında oynanmış puldular zaten
Şimdi ise kaybedilmiş bir kumar borcu oldular

Bir SOL ver bana, kulağımızın pası silinsin
Gönlümüzün kiri, beynimizin fikri silinsin
Bundan sonra ne ben, ne de başkası ilensin
Ne dilenci para diye, ne seven yare diye dilensin

Sana paydos ellerine sağlık, geç otur artık şefim
Notalar bitti, bundan böyle kulaktan devam ederim
Hem ben müziği notasız daha çok severim
Ben teşekkür ederim, lütfen geçin rica ederim

Yaz mevsimi resmen geldi, bugün 1 haziran
Gündüzler iyice uzadı, dayan gönlüm dayan
Geceler de kısalıyordu sözde ama o da yalan
Koskoca bir yalandı bana bu kıştan geriye kalan

Durumlar kötü, vaziyet çok sakat
Heyecan dorukta lakin kalmadı takat
Ne var ne yoksa hepsini bir çırpıda çöpe at
Yoksa suratına gelecek yumruk gibi tokat

Bir saz olaydım keşke söz olacağıma
Nameler daha kolay çıkıyor içimden
Hem ne uğraşayım kafiye diye
Ben böyle dümdüz yazıyorum işte

Aklına ne gelirse karala gitsin
Yeter ki içindeki sıkıntı gitsin
Beş para etmez ki şu hayat
Uğruna seneler boşuna gitsin

İstemeden kafiyeli yazıyorum yine
Ne bileyim artık alışkanlık olmuş
Kendiliğinden dökülüyor sözcükler öyle
Ben sadece kafamdan atıyorum böyle

Vardır elbet bunda da bir hayır
Olmasa tanrı düşürmezdi ya
İster inan, ister inanma
Üç vakte süzülecek dünya

Tarumar olan kafam mı, gönlüm mü
Yoksa hayatın akışına mı çekildi bir set?
Üzülme, dökülenler orada birikir
Ve muhteşem bir göl oluşturur sana

Estiriyor da estiriyor deli rüzgar arkamdan
Rüzgar gülü gibi döndürüyor beni
Her etkiyi değerlendirmek gerek gerçi
Ben de boş durmayım, bi şeyler üreteyim

Elektriğimi rüzgardan, suyumu gölden buldum
Şimdi ekmeğimi bulma derdindeyim
O da oldu mu değme keyfime
Sonra kendi gelecek benim evime

Çoluk çocuk cümbür cemaat
Kalabalık bir ailem olsun
Hır gür şamata, bir de kahkaha
Hepsinden azar azar tuzu biberi olsun

Çok değil, yetecek kadar cüzi
Ne sürüneyim, ne de gerineyim
Hava civa derdinde değilim
Elimi attığımda cebime, dolu olsun sadece

Hayalleri olanlarla işim olmaz bir daha
Benim hayallerim bana artıyor daha
Anıları olsun, bir o anlatsın, bir ben
Laflayarak geçsin ömrümüz burada

Bitiriyorum, tamam kanlanmasın gözlerin
Ağlasa geçer ama nerde öyle yüreğin
Derde derman olmayan, var mı gereğin
Üzülmeyin sakın siz, ben üzülürüm

Ne denir ki, zaten olmuş olana
Ne söylenir çoktan ölmüş adama
Diyeceklerin değiştirmeyecekse durumu
Ne gerek var boşuna dilini yormaya

Son bir nefes daha çek sigarandan
İçin dumanla dolsun, kapkara olsun
Görünmesin içinin fenalığı en azından
Katran karası sansınlar, acımasınlar

Acınacak biri varsa işte o benim
Ama bu halime yine de gülerim
Gülmeyip de napayım ağlayayım mı?
Ağlatanın da sülalesini sikeyim..

Yeter ulan edebiyat, edebiyat
Nereye kadar gidecek bu romanın sonu
Şiir gibi görünüyor aslında ama
Bitmiyor anasını satayım

Ne dolmuşum ne dolmuşum ki ben
Taşkın bir sel olmuşum gerçekten
Önüme geleni yıkıp götürecek
Azgın suyumda boğacağım yine ben

Yetmiyor sözcükler anlatmaya halimi
Tatmin etmiyor hiç bi kelime sualimi
Sözde öznesin şiirimde belki de
Belki de belirtisiz bir nesnesin şimdi

DO diyez ver şefim, dolmuşum boşalayım
Ya duracak kalbim ya da düzgün atacak
Ben ne diye elin derdinle uğraşayım
Yaşamak varken ömrünü güzelce

FA minör istiyorum şefim, fasıla başlayalım
Hem dinlenmişsindir de artık, gaza basalım
İçkiler benden bu gece, içmelere doyalım
Vuralım kadehleri, zil zurna sarhoş olalım

Sİ bemol ile bitir şefim, sitem etmeden gidelim
Evde bi güzel dinlenip yarın yine gelelim
Alalım içkimizi, muhabbete devam edelim
Kıramasın kimse güzel yüreklerimizi..

Halikarnas Şarapçısı