SOSYAL MEDYA

SOSYAL MEDYA
ulastuzak

17 Kasım 2018 Cumartesi

İstanbul'un Kızları

Görüyorum taa beylikdüzünden avcıları, küçükçekmeceden floryayı.. Yürüyorum sahilden bakırköyü Zeytinburnu’nu samatyayı..koca mustafa paşa Yenikapı sirkeci.. geldik mi eminönüne, ne felaket kazınmış midem, getirin haliçin en iri uskumrusunu masama bakalım.. Avcılardaki öğrenci kızlar, floryadaki zengin kızlar, sirkecide turist kızlar, acaba sırada hangileri var? Bi güzel doydu karnım, hemen ayaklandım. Karaköyün puslu havasındaki kayıp orospuları, yüksek kaldırımın saatçi zencileriyle kırıştırıyor iş çıkışı. Tünelden taksime doğru uzanan istiklal caddesindeki kızlar hangi birinize bakayım, velevki iki gözüm var sadece.. Galatada eylemci, greenpeaceci, Taksimde öylesine bekleyen birbirinden renkli kızlar, sıraselvilerden cihangire inen geleceğin ünlü sima adayları, firuzagada kıraathaneye oturmak için sıra bekleyen garip kızlar, roma merdivenlerine oturup bira içen dövmeli piercingli rastalı asi punkçı kızlar, tophanede oturup kamu spotlarına aldırmadan nargilenin marpuçunu kökleyen kızlar, az ötede İstanbul moderndeki sergi dolaşan marjinal kız grupları, beşiktaştaki balık pazarında fink atan dişi kartallar, ortaköydeki waffle hastası kızlar, bebekte tiki kızlar, etilerde sosyete kızlar.. mecidiyeköyde evine dönmek için metrobüs bekleyen orta direk aile kızları.. levent metrosunda kanyondan akan güzeller güruhu, gayrettepeden zorluya çıkan nur fettahoğlu, bak bak bitmez, say say bitmez, daha bunun karşısı da var, kadıköyün modalı kızları, caddebostan ahalisi, suadiye erenköy ikoncanları, üsküdara giderken aldı da rıhtımdan beni peşine taktı kızkulesi.. Hani o kanlıca sahilindeki simyalı kızlar, yalı çapkınlarını bekleyen zilli zarifeler.. Sen bizi İstanbul kızlarının gazabından koru ey tanrım! Çok güzeller çok, izmir’de bile yok artık bunlardan yok.. Egesinden akdenizinden karadenizinden, içeriden dışarıdan doğudan batıdan, en güzellerini seçip koymuşlar bu şehire, şehir daha da güzelleşsin diye sanki..

3 Kasım 2018 Cumartesi

Alegorik Şiir



Çiçeğin özü bal ise, balın özü de sensin bence
Yeryüzünde aşk var ise, aşkın yüzü sensin bence..
Gerdanından oluk oluk aşk akıyorken her yere
Ruhumun peteklerine damla bile değmiyor ya,
İşte ben ona üzülüyorum..
Ben, kokusuna bile sarhoş olabiliyorken güzelliğinin
Umudumun eteklerinde bile karlar hiç dinmiyor ya
İşte ben, çok üşüyorum..

Karamsarlığın, tereddütlerin, muhafazakar duyguların
Bunların hepsi seni sınırlıyor, hapsediyor kendine
Farkındasındır mutlaka..
Ruhsal dünyan karmakarışık, biliyorum bunu da
Benimkisi de çok farklı değil keza,
Zihninin engebelerinde koşturup duruyorum, bütün gün
Bilincinin uçurumlarından yuvarlanıyorum, her gece..
Aslında gökkuşağı gibi senin de rengarenk bir ruhun var, ama
O da, güneş ve yağmurun buluşmasında görülebiliyor, ne yazık..

Biliyor musun?
Ben aslında senin bilinçaltındayım hep..
Ne zaman denize baksan ben ordayım,
Lodosla yaklaşan bir dalga var ya, işte o benim..
Ne zaman ormana baksan, fundalıkların arasında
Sarmaşık dolanmış eski bir çam ağacı, işte ben..
Ne zaman havaya baksan, balkona çıkıp
Göçmen kuşların arasında kamufle olmuş
Seni gözetleyen bir martı, benim işte..
Güneşin eflatun, pembe şualarının arasında
Mutluluğun resmini çizmeye çalışan
Şeklini tahmin etmeye çalıştığın bulut, evet benim o..
Gece ayın etrafındaki hale de ben,
Dilek tutmandan önce kayan o yıldız da ben,
Sokağıma adını veren denizdeki yakamoz da benim..
İçinde duyduğun fısıltılar bile benim
Her yerde, her şeyde ben varım işte..

Bir yığın düşünce var beynimin içinde,
Hepsi seninle alakadar
Baksan bir avuç fikir işte,
Sana o kadar uzaktalar..


ULAŞ TUZAK