SOSYAL MEDYA

SOSYAL MEDYA
ulastuzak

12 Kasım 2014 Çarşamba

mey alaka

rakıyı suyla viskiyi buzla votkayı enerji ile içiyoruz da
neden aşkı hep sek içmeyi tercih ediyoruz acaba?
belki de bu yüzden yürüyemedim sarhoşluğumdan,
belki de bu yüzden midem bulandı kustum hep sokaklara..
aşkın sarhoşluğunda buldum kafayı her seferinde iyice,
nedense hep dibine kadar girmek istedim şişenin,
dibindeki o büyük sırrı keşfetmek istedim..
nasıl bir şanssa büyük boy şişeler kondu masama
ve çoktan çatlamıştı tüm kadehlerim.
fena kaybetmiştim kendimi
fena dağıttım şişeyi kafama dikince..
ne yaptığımın farkında değildim çünkü
hiçbir içkinin veremeyeceği kafayı yaşıyordum
hiçbir depremin kıramayacağı fayda sallanıyordum
Hiçbir aşçı bu tadın kıvamını tutturamazdı damağımda
Acayip uçmuş pilot hatta astronot olmuştum
Aya ilk bağdaş kuran olup marsta anasonu bulmuştum
Venüste şehvetten şarap yapıp uranüste zevkle içmiş
Jupiterde salıncak kurup satürnün çemberinden kayarak geçmiştim
Güneşin alevleri titremişti nefesimden
Alkol kokusu beyaz ışığı yedi doğal renge kırmıştı
Gökkuşağının üzerinden taklalar atarak yuvarlandım
Samanyolunun yörüngesi değişti korkudan
Diğer galaksiler karadeliğe doğru kaçmaya başladılar
az daha tanrı olduğunu ilân edecektim utanmadan
şeytan bile ibadete başlamıştı önümde
secdeye varıp af diliyordu panik içinde
gözlerim kan çanağı yüreğim feryat figan
tek hissettiğim içimde özgürce çırpınan bir kelebeğin
benekli kanatlarının oluşturduğu hava akımı serinliği
nasıl da yılan gibi kıvrılıyordu üzerimde bedeni
asıl karadeliğin ta kendisiydi onun gözleri
önce beni içine çekip kaybeden
sonra sırra kadem basıp giden sevgili
yok ettin beni
yeni bi big bang olana kadar
sadece sen durucaksın yok olan benim içimde
ve ben saklanıcam var olan senin içinde
Tanrı affetsin bizi bunun için de..
şişem de boş artık kafam ve yüreğim gibi
zamanım da boş, yatağım ve kucağım gibi
evim de odam da boş çekmeceler gibi
ellerim bomboş yüreğimde bir sızı
ateşe atılmış bir demir gibi
demir attım yalnızlığa
Hoş, kalabalık da boş ya neyse
boğazları boş, cepleri ve hayalleri gibi
bakanları bile ayrı bi boş bakıyor
boş beleş yaşayıp yine de
fazladan bi boşluk arıyor gözleri
bulduğu yere konacak
bulamazsa kesecek ağaçları
Neye kafa yoruyorum ben bu saatte?
önce ben kimim bi şunu çöz hele
bana adımı söyle bakalım
yaşım kaç nereliyim neciyim?
anam babam kim hangi köyden?
sınıfım ne bu toplum içinde?
sıfatım ne zamirim ne zarfım ne?
kaç kuruşluk insanım ben be?
değerim ne ki acaba nasıl ölçülsün?
kime hizmet ediyorum amacım ne benim?
kafamda boz tilkiler sürüyle fikrim ne benim?
dilime şarkılar dolanıyor zikrim ne benim?
aklımda sorular bulanıyor
midem de yine bulanıyor
bi nane limon ya da kekik çayı mı demlesem
belki de bi sade soda daha iyi gelir
acaba hangisi nabza göre şerbeti iyi verir?
kim bilir..


Halikarnas Şarapçısı