SOSYAL MEDYA

SOSYAL MEDYA
ulastuzak

5 Ağustos 2019 Pazartesi

Anladığını Anladım

Uzun bir süreden sonra, yaklaşık 10 gündür aramadığım annemi aradım. Önceden trip atardı bu kadar aramazlık yaptığım zaman, açmazdı telefonu. Defalarca aratıp sonra açar ve bir sürü laf söylerdi. Sen bizi hiç merak etmiyorsun, ne diye aradın vs. gibi.. ilk defa bu kez, hiç bişey olmamış gibi açtı telefonunu. Napıyosun, nasılsın dedim, iyiyim sen nasılsın dedi. Şaşırdım. Hiç bu kadar sakin beklemiyordum. İyiyim dedim, aslında çok da iyi değildim ama ona duymak istediği şeyleri söylemek adetimiz oldu artık. Her neyse, hastanedeyim dedi, önce bi korktum. Neyin var? Dedim. Önemli bişey yok, ilaçlarım bitmiş yazdırmaya geldim, dedi. Oh, iyi bari ben de bişey oldu sandım. Ee, dedi… hiiç dedim, öylesine bi arayım dedim baya zaman oldu konuşmayalı. Anladım zaten, keyfi ne zaman gelicek de arıycak diye bekliyodum ben de. ANLADIM dedi ya bir kere, gerçekten de sesinde hiç kinaye yoktu bu sefer, ilk defa, hayret verici bir şeydi benim için. 32 yaşıma kadar böyle anlayışlı bir ses tonu ile ANLADIM demesi beni ters köşeye yatırmıştı resmen. Ya, yok işte, keyften değil anne biliyosun, hani konuştuk işte, öyle yani.. Bir kez daha ANLIYORUM oğlum, tamam sen bak keyfine, iyisin di mi? Paran pulun.. Hşş.. tamam anne iyiyim merak etme, sıkıntı yok bende. Siz iyi bakın kendinize, babam nasıl? Yanında mı? Yok, onu eve gönderdim beklemesin burada diye.. İyi o zaman bi de onu arayıp sesini duyayım bakalım.. Babamla da konuştuk. Pazar yapmış eve gidiyormuş. Onunla zaten her zamanki gibi standart diyalog geçti. Nasılsın, iyisin, bişeye ihtiyacın var mı? Yok. İyi bak kendine, hadi görüşürüz. By by..
Şimdi telefonu kapattım derin düşüncelere daldım. İçime uzun süre hasret kaldığım huzur, tsunami şeklinde dolmaya başladı. Geçmişe gittim, hani şu geleceğe köprü olacak geçmişimize, hani her seferinde sövüp saydığımız geçmişimize.. yıllarca çevremizden, arkadaşlarımızdan, dostlarımızdan, hocalarımızdan, patronlarımızdan, sevgililerimizden beklediğimiz o bizi yormadan mistik telepatik güçleriyle bizi anlaması olayı var ya.. galiba bu gerçekten de yıllar yıllar alacak bir süreç. Kendime sorduğum sorularda, kendimle konuşmalarımda hep bi anlaşılmak ya da anlaşılamamak sorunsalı. Bir çok şiirimde, kendim bile kendimi anlayamıyorken başkalarının anlamasını beklemek gibi cümlelerim.. oysaki, seni doğuran insanın bile 32 yıl sonra ilk kez seni anlıyorum demesi çok çarpıcı benim için. Bir anda beynimde şimşekler çakıverdi, bir anda tüm karanlıklarım aydınlandı ve kafamda yıllarca cevaplanmayı bekleyen küflenmiş sorular bir anda cevaplarını buluverdiler.. demek ki, insanlardan anlaşılmayı beklemek, onlara küsmek, kendikendine isyan etmek gibi hareketler çok ama çok yanlış hareketlermiş. Yapılması gereken tek şey, bir süre inzivaya çekilmek ve yapmak istediğin şeyleri kimseye ihtiyaç duymadan, büyük bir kararlılıkla yapmaya çalışmakmış. Doğanın ve evrenin sana karşı olan ters akışını kırmak ve o enerjiyi kendi yoluna çevirebilmekmiş doğru hareket. Böylece hem düşünce hem de enerjisel olarak kendi çekirdek toplumunla ve yerel doğan ile uyumlu bir akış içine girmiş olduğumu daha yeni anladım. Çünkü ilk defa böyle bir şeyi başardım. Gerçekten muazzam şekilde mutluyum. Yıllarca kafamda düşüne düşüne beynimi çatlattığım bu spritüel olayın gerçekleştiğini gördüm. Kavga etmek yerine bir yol bulup tevazu ile kıyısından köşesinden ilerlemek, işte sana çözüm. Bu kadar basit..

Hiç yorum yok: